Yıllardır süren halsizlik, göbek çevresindeki dirençli yağlar, geçmeyen tatlı isteği… Bunların hepsi insülin direncinin işaretleri olabilir.
İnsülin direnci, vücudun başta kas, yağ ve karaciğer hücreleri olmak üzere birçok dokusunun insülin hormonuna karşı duyarlılığının azalması durumudur. Bu durumda, hücreler insülinin etkisine yeterince yanıt veremez ve glukozu (kan şekerini) yeterli düzeyde içeri alamaz.
Karbonhidrat içeren bir besin tüketildiğinde, bu besinler glukoza parçalanır ve kana geçer. Kan şekeri (glukoz) yükselince, pankreastaki beta hücreleri insülin salgılar. İnsülin, hücre yüzeyindeki reseptörlere bağlanarak hücrenin içine glukoz taşıyan mekanizmaları aktive eder. Glukoz hücre içine alınır ve ya enerji olarak kullanılır ya da glikojen veya yağ şeklinde depolanır.
Hücreler, insüline yanıt vermekte zorlanır, yani insülin reseptörleri işlevini tam olarak yerine getiremez. Glukoz hücre içine giremediği için kan şekeri yüksek kalır. Kanda artan glukoz, yağ dokusunda trigliseritlere dönüştürülerek depolanır. Özellikle karaciğer ve karın içi yağlanması (visseral yağ) artar Ayrıca pankreas yükselen kan şekerini dengelemek için daha fazla insülin salgılar (hiperinsülinemi). Bu bir süre glukoz seviyesini dengede tutsa da, uzun vadede pankreas yorulur ve insülin üretimi azalabilir.
Hastaya göre kişiselleştirilmiş diyet, takviyeler ve ilaçlarla durumu kontrol altına almak mümkün
İnsülin direnci, vücudunuzun size gönderdiği bir sinyaldir — ve bu sinyali doğru okuyarak sağlığınızı yeniden inşa edebilirsiniz. Biz, bilimsel temelli yaklaşımlar ve kişiye özel planlamayla bu süreci sizinle birlikte yönetiyoruz. Doğru beslenme, etkili yaşam tarzı değişiklikleri ve gerektiğinde medikal destekle insülin direncini geriletmek mümkün.